#TdF2023 20. Etap: Belfort > Le Markstein, 133,5 km
Dünkü etapta neler oldu?
Kaçışa yazılan bir etabı daha geride bıraktık: Kasper Agreen, Matej Mohoric ve Ben O’Connor üçlüsünden kazanan isim fotofinişle belirlendi: Milim farkla Matej Mororic!
La Flamme Rouge
Kaçış grubu 172,8 km uzunluğundaki etabın ancak bir 60 km’sinde oluşabildi. Deneyip ama başaramayanlar, dün deneyip zaferi tadanlar, bir ihtimal yeniden olur mu diyenler, hep deneyenler, uzun süre çabalayanların tamamı devasa kaçış grubunu oluşturdu.
Kaçışın takipten, takibin avcılardan kaçtığı sonunda takibin herkesi yakaladığı, pelotonun etap sizin, biz dinleniyoruz dediği an, dün denese de hüsrana pedallayan Victor Campanaerts takip içinden kaçtı. Tekilliğe sadece 34 km tutunabilen Campanaertsi peşinden gelen üç avcı yakaladı: Matej Mohoric, Kasper Asgreen ve ben O’Connor.
Etabın öne çıkan anları
Kaçış önde makara döne döne pedallarken Mathieu van de Poel treni ile gelen Jasper Philipsenin de bulunduğu takip grubu içinde zafer için iddialı diğer sprinter pedalların cılız karşı atakları sürekli bloke edilince onlar da yıldı, madem kaçamıyoruz, etabı da Jasper istiyor, onlar çalışsın biz yatalım dediler. Arkada durum böyleyken kaçış farkı sürekli 25-30 saniye bandında tuttu ve Polignye uzanan sonsuz düzlüğü sıkı bir tempoyla geçip bitiş çizgisine geldiler.
Sprint açılışını en arkadan Ben O’Connor yapsa da çabuk tükendi ve Asgreen ile Mohoric ikilisi kozlarını paylaştı. Aynı anda bitiş çizgisinden geçen ikiliyi ayıran milimetreler sonrası kazanan isim Matej Mohoric!
Son 6 km
Bahrain-Victorious takımının bu sene, Mohoricin de kariyerindeki üçünc Le Tour zaferinin işareti yine, yeniden Gino Mader!
49,1 km/s ortalama ile biten 172,8 km uzunluğundaki etabı favoriler sallana sallana tam 14 dakika sonra bitirdi.
Mayoalrda herhangi bir değişiklik yok: Sarı Mayo Vingegaard, beyaz Pogacar, yeşil Philipsen polka dot Ciccone.
Matej Mohoricin etap sonunda verdiği röportaj gerçekten anlamlı idi:
Her gün çok çalışmak, ama sadece bazen kazanabilmek… Belki de başarıyı senin kadar hak eden, o çok saygı duyduğun rakibinin tüm emeklerini bile bile boşa çıkarmak zorunda kalmak… Mücadeleye devam edemeyecek haldeyken de acılar içinde devam etmeye çalışmak… Mental sağlığını korumakla uğraşırken fiziksel durumunu da korumak… Fedakarlıklar yapmak… Kendinden, ailenden, her şeyden! Sabah 6’da uyan, akşam 11’de uyu…
Sıralı tam liste
Bugünkü etaba gelirsek
Dağlarda son hesaplaşma!
Bu sene Le Tour resmen İspanyanın kuzeyinden, Bask Bölgesinden başlamış olsa da ana tema komşularımızla sıfır sorun diyerek birine fiziken uğrayıp diğerlerine de camdan bakmak oldu: İsviçre sınırıyla birlikte Alp Dağları geride kalırken, yolumuz Almanya sınırına doğru…
Fransanın Almanya ile doğal sınırını çizen Vosges Dağlarındaki son hesaplaşma 133,5 km içinde tam 6 adet tırmanış içeriyor: Profil çetin, bacaklar yorgun, gözler Pariste son pedalda!
Etap profili amansız, dile kolay 19 günün yorgunluğu Pelotonla birlikte. Sarı Mayo mücadelesinde fark 16 ve 17. Etaplarda bu denli açılmamış olsaydı Le Markstein kayak merkezine uzanan Col du Platzerwasel tırmanışı mücadelede belirleyici olabilirdi. 6 tırmanışın üçü Cat 2, biri Ct 3 ve kalan ikisi de Cat 1 sınıfı. 400 metreden 1200 mertre rakıma sürekli bir çık-in, çık-in şeklindeki etabın profili adeta La Vueltadan çıkıp pedallamış gibi.
İlk 100 km kaçakların farkı açmak için pedallayacağı bir macera olurken son 33,5 km ise devasa bir çile! Peş peşe tırmanılacak Petit Ballon (Cat 1 sınıfı, 9,3 km uzunluk, ortalama %8 eğim) ve Col du Platzerwasel (Cat 1 sınıfı, 7,1 km uzunluk, ortalama %8,4 eğim) dağ geçitlerinde adeta zaman duracak. Petit Ballon zirvesine uzanan 9,3 uzunluğundaki yol istikrarlı bir eğimle yükselir peşinden dağın öte yüzüne kuş misali süzülürken Col du Platzerwasel tırmanışı ise istikrarsız bir eğime sahip 7,1 km boyunca… Zirve geride kaldıktan sonra Le Markstein kasabasındaki bitiş çizgisine doğru 8 km kalıyor ki, burası da dalgalı bir saç misali… çık, in, dümdüz devam et, bas gaza!
Kısa ama kırıcı, bir o kadar da silkeleyici olsa da 20. Etabın profili Ama hesap dağlarladır, Umut, dağlarla diyerek, Ahmed Arifin Uy Havar şiirinin dizelerindeki gibi, düşünmesi bile güzel: Dağların ardı Paris! Acı, kan, ter, gözyaşı, umut ve zafer açlığının biteceği yer Paris.