Bisikletlere Küçük Bir Bakış: MTB, Yol, Şehir, Cycle-Cross, Tur

Genelde bisikletçiler arasında bazı tabular vardır. MTB’ciler lastikleri ve sürüldüğü alanlardan dolayı yol bisikletlerine garip bakarlar. Yol bisikletçileri de ağırlığı ve yine kullanıldığı yerlerden dolayı MTB’lere bazen uzaylı muamelesi yapar.

İşin gerçeğinde ise bisiklet yolu veya normal yollarda tüm bisikletler aynı yolları(orman patikaları dışında) paylaşır. Bu makineleri doğru kullanabilenler zaten bisiklet deneyimini birkaç adım ileriye taşımıştır. Bir de bunların tersi olan bisiklet yollarını velodrom olarak kullanan kötü ve vurdum duymaz kullanıcılar var. Ayrıca dikkatsiz yaya ve arabalara da dikkat etmek gerek. Neyse konumuz bu değil. Bu sadece yollarda ve bisiklet yollarında her şeye dikkat edin demenin bir özeti. Konumuza dönecek olursak:

Ülkemiz yolları MTB ve daha kalın lastikli bisikletler için daha uygun bir yer çünkü yollar tam anlamıyla berbat. Buna karşın yol bisikleti gibi performans, hafiflik ve yol tutuş istemek çok fazla bir şey istemek anlamına gelmiyor. Yollarda MTB konforu veren daha çok dayanıklılık yarışlarında kullanılan(Paris-Roubaix vs.) yol bisikletleri ile hem yol ve MTB sürüşünü kısmen birleştirebilirsiniz. Cycle-cross’lar da buna ayrıca bir çözümdür. Cycle-cross ise MTB-yol deneyimini kısmen değil resmen birleştiren bir türdür. Cycle-cross’un en büyük avantajı sürüş deneyimi yaşadığınızda hiçbir şeyden feragat etmek zorunda kalmamanızdır.

Tabii ki cycle-cross, yol, şehir veya MTB alsanız bile kadroyu karbon mu yoksa daha ucuz ve dayanıklı olan alüminyum mu almak gerekiyor sorusu var. Bu sorunun cevabı ise daha çok bisikletçinin bisikletten ne istediğine bağlı olarak değişir. Karbon ve alüminyum veya her ikisinin alaşımı farklı işçilik ve malzemelerle birbirinden ayrılırlar. Burada ne kadar seviye yükselirse bütçede o kadar zorlanır. Bisiklet de ne olursa olsun dayanıklı bir kadro her zaman önemlidir çünkü ileride yapacağınız herhangi bir değişikliğe bisiklet uyum sağlamak zorundadır. Şu anda eskiye oranla çok fazla seçenek var. Eski önyargıları bir tarafa bırakırsak, yol, MTB, cycle-cross veya şehir bisikletleri eskiye oranla daha fazla alanda kullanılabilir oldu.

Yol, MTB, şehir ve cycle-cross bisikletler ülkemizde pek çok alanda kullanılıyor. Özellikle yol ve MTB keyif açısından çok farklı ama güzel bir deneyim yaşatıyor. MTB’ler orman, patika veya diğer her türlü koşulda temiz havada kullanılabiliyor. Yol bisikletleri ise asfalt üzerinde tırmanış, iniş ve düzlükte motosikletlerle boy ölçüşebilecek hızlara çıkarak daha çok adrenalini asfaltta yaşamak isteyenler için en iyi seçenek.

Sonuçta bir grupta gezi, eğlence ve sürüş ön planda olduğu düşünülürse uzun yolculuklarda sırf MTB’nin ağırlığını taşımak veya sırf yol bisikleti ile gidecek yolları sınırlamadan ilerlemenin yolları var. Gidilecek festivaller ve yapılacak uzun sürüşler hesaba katarsak piyasada birçok seçenek var.

Bu yazıyı yazmamın sebebi ise ilkyazım olarak herkesin bildiği ama her zaman aklında bulunması gereken bir şey olmasını istedim. Bir çok yeni bisikletçi; bisiklet alırken boy, kadro, ekipman ve hepsinden önemlisi bütçeye bakmadan bisiklet almaya çalışıyor. Sonrasında ise sonuçlar kötü deneyimler yaşayan bisikletçiler topluluğuna dönüyor. Bir de bundan daha vahim olan güvenlik ekipmanlarının alınmaması, kask, gözlük, eldiven, ayakkabının sonuçları herhangi bir kazada çok kötü yaralanmalara kadar gidiyor.

Bu yazı daha çok yeni bisiklet alacaklara veya bisikletini değiştirmek isteyenlere küçük bir özet olmuştur umarım. Sonuçta yağmur, çamur, kar vs. dinlemeden yol yapacaksınız sürdükçe. Bisikletinizi doğru seçin sonra kendinizi yollara bırakın.