Kuzeyin Cehennemi: Paris-Roubaix 2017
Yılın heyecanla beklenen, yarışı kazanan kadar bitirebilenlerin de alkışlandığı, onurlandırıldığı tek yarış, Kuzeyin Cehennemi, Paris-Roubaix anıtsal klasiği bugün pedallanıyor!
Takvimin üçüncü anıtsal klasiği 1896 yılından beri 115. kez bizlere merhaba derken biz, bir tarihe; yarış sonrası emekli olacak Tom Boonen’ın beşinci zaferine; tanıklık edip etmeyeceğimiz heyecanıyla yarışı izleyeceğiz.
Parisin Compiègne kasabasından Belçika sınırına kardeş Roubaix kasabasındaki velodromda sona erecek 257 km uzunluğundaki anıtsal klasiği vazgeçilmez acılarla, kuru bir günde toz ve toprakla, yağmur yağdığındaysa çamurla, ne olursa olsun kazalarla donatan 29 pavé sektörü toplamda 55 km uzunluğunda.
Şubat ayında Omloop Het Nieuwsblad yarı klasiğinden beri peloton sürekli parke taşlı yollarla mücadele etti; en yakını geçtiğimiz hafta Quick-Step Floors takımının Belçikalısı, ama Valon tarafından, Philippe Gilbert’in 55 km’lik solo kaçışını zaferle taçlandırdığı De Ronde Van Vlaanderen anıtsal klasiğiydi. Peki, Paris-Roubaix neden farklı diğer klasiklerden? Bu sorunun cevabını isterseniz Chris Horner versin:
“Flanders ile Paris-Roubaix arasında uçurum var. Flanders’da yollar her gün otomobiller tarafından kullanılıyor, korunuyor, vesaire. Diğeri… Tamamen bambaşka. Onu en iyi şöyle tanımlayabilirim: Toprak bir yol bulmuşlar, üzerinden helikopterle uçup koca koca taşları serpiştirmişler. İşte bu Paris-Roubaix. O derece kötü. Rezalet.”
Geçen sene 27 pavé içeren 257 km uzunluğundaki destan bu sene 2 daha uzun:
Trouée d’Arenberg, Mons-en-Pévèle ve Le Carrefour de l’Arbre yarıştaki üç kilit sektör; belki kazananı belirlemeyecek ama geride kalanların kaybedeceği kesin! Özellikle de Le Carrefour de l’Arbre sektörüne girilirken yükselecek tempoda önde yer almak yarışı kazanmak için çok önemli. Tempoya tutunamayıp da pelotonun gerisinde kalmak ise zafere veda etmek demek.
Bu yüzden Paris-Roubaix klasiğinin favorileri yok, hava durumu ne olursa olsun sabitleri var:
- Zorluk derecesi birden beşe dek değişen ancak beyin ve böbreklerin yerini değiştirmesi garanti, her türlü mekanik sorunun sorumlusu pavé sektörler,
- tarlaları, terk edilmiş madenleri, demiryolu boyunca sıralanmış köy ve kasabaları birbirine bağlayan daracık yollar,
- ve bunların etrafında yarışı izleyen, acı içinde pedallayan atletleri destekleyen, bazen de sakar bir şekilde kaza yapmalarına neden olan, çoğu kez kazaya karışıp düşeni kaldırmak için seferber olan inanılmaz bir seyirci kitlesi…
Sezonun ilk antısal klasiği Milano-Sanremo için değişmeyen bir kural var, söylemeyi çok sevdiğimiz: Yarış Milanodan çoğun kez yağmur ve soğuk havada başlar, Sanremoya gelene dek kar bile yağar, ama bir kere Passo del Turchino dağ geçidi geride kalıp da peloton Akdenize doğru yüzünü çevirdiğinde herkes bilir bitiş çizgisinde güneş açacağını! Paris-Roubaix de kesin olan bir şey de kan, ter, acı, gözyaşıyla yoğrulmuş yüzlerin Roubaix Velodromunda, yarışların en zorlusu ama kutsalını bitirdikleri için alkışlanıp el üstünde tutulmaları.
Kısacası De Ronde Van Vlaanderen Flamanların en güzeli, yarışlar içinde en düzenlisi ise Paris-Roubaix de klasiklerin ve hatta sezondaki tüm yarışların kraliçesi; tadı her ne kadar acı olsa da.
Daha fazlası için:
- Geçen sene neler olmuştu?
- 25 takım, 200 pedaldan ibaret pelotonun sıralı tam listesi için Pro Cycling Stats
- Paris-Roubaix hakkında resmi siteden de önce her şey için Steep Hill TV
- Anıtsal Klasikler hakkında
- Socrates Dergiden Caner Eler ve İnan Özdemir’in podcasti mutlaka dinlenilmeli
- Bisikletta ekibi de güzel bir yarış öncesi podcast hazırlamış,
- Severek takip ettiğimiz bisiklet sevdalısı Artemio Franchi, Tom Boonen’ın emeklilik öncesi sakinlik dolu röpörtajının çevirisini yapmış