Yeni Bir Yıldız Doğuyor: Fabio Aru

2014 yılı erkek profosyonel yol bisikletinin kimi gözde sporcuları için kötü bir yıldı. Neticede gözler sadece kazananları görüyor, kaybedenleri eğer ilgi çekici bir hikayesi yoksa hepten unutuyor. Senenin kaybedenini bir önceki yazımızda ele almıştık: Chris Froome ve Team Sky. Kazananı ise Kazakistan takımı Astana’da yer alan 1990 doğumlu İtalyan pedal Fabio Aru.

Burada sizleri Wikidepia bilgilerine boğmak yerine kısaca Fabio Aru’nun 2014 yılında elde ettiği başarılardan bahsedelim. 2014 öncesi herhangi bir Büyük Tur tecrübesi olmayan Fabio Aru takımın sportif direktörünün de iyi yönlendirmesi ve motivasyonuyla bu sene İtalya (Giro d’Italia) ve İspanya (Vuelta a España) Bisiklet Turlarına katıldı; üstelik eli boş da dönmedi:

• İtalyada 15. etabı kazandığı gibi genel sıralamada 3. sırayı elde etti.
• İspanyada ise 11 ve 18. etapları kazanıp genel sıralamada 5. oldu.
• 4 günlük Giro del Trentino yarışında genel sıralamada 7. oldu.
• Tek günlük Giro di Lombardia yarışında 9. oldu.

Her ne kadar daha önce İtalya’da zafere ulaşmış yıldız sporcular 2014 yarışına katılmasalar da bu Giro d’Italia’nın zorlu olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Kaldı ki 2014’de Giro’da pembe mayo dağlık etaplara gelene dek tam 5 kez el değiştirdi.

İlk büyük tur zaferini kazandığı 217 km uzunluğundaki Valdengo – Montecampione etabı her ne kadar düz devam etse de 205. km’de başlayan 20 km uzunluğundaki Montecampione tırmanışı başladığında pozisyonunu alan Fabio Aru bitişe son 3 km kala atağa kalkıp kendisinin de genel klasman adayları arasında olduğunu ilan ediyordu.

Zira Rigoberto Uran (O.P.Q.S) ile birlikte yaptığı kaçışa daha sonra Nairo Quintana (Movistar), Michael Rogers , Rafal Majta (Tinkoff-Saxo) ve Cadel Evans (BMC) katılsa da yaptığı atağa cevap veremeyen formsuz Uran ilk önce geride kalmış, ardından da Nairo Quintana’nın ölümcül ataklarına karşı koyup son 2 km kala bitişe atak yapanı silkeleyerek zafere ulaştı. Pempe mayoyu taşıyan Rigoberto Uran’a 42 sn, pembe mayoyu kaybetmiş ama kazanmaki için savaşan Cadel Evans’a 1:13 dk, sonraki etaplarda pempe mayoyu ele geçirecek Nairo Quintana’ya 22 sn fark attı. Bu kendisinin ilk Grand Tour zaferi olup artık kendisi deyim yerindeyse bir super-star oluyordu!

101. kez düzenlenen Fransa Bisiklet Turunu (Tour de France) es geçip İspanyaya (Vuelta a Espana) katılan Aru, burada da Fransada kaza, taktiksel hatalar vs. yüzünden umduğunu bulamayan günümüzün en önemli ve zorlu sporcularıyla mücadele edecekti: Froome ve Contador sakatlıktan yeni çıkmış ve bunlara ek Valverde ve Rodriguez gibi zafere susamış pedallar arasında işi hiç de kolay değildi!

Vuelta a Espana 2014, 11. Etap – Aru, zirve bitişine son 1 km kala deyim yerindeyse köpekbalıklarının arasından sıyrılıyor, arkasına bakıp zafere doğru emin ve güçlü pedallarla ilerliyor.

Vuelta’nın başından beri tırmanış etaplarında ilk beşe kalmak için çabalarken düz etaplarda ise mutlaka kırmızı mayo grubundan kopmamaya çalışarak zaman farkı yemeden genel sıralamada yerini sağlamlaştırdı.

Santander → La Camperona. Valle de Sábero arası pedallanan 201 km uzunluğundaki 11. etapta ise bitişe son 1 km kala devlerin arasından fişek misali usta işi sıyrılıp zafere ulaşması tam anlamıyla dersine çalıştığının göstergesiydi: zafer acı çekmeden gelmiyor!

A Estrada → Mont Castrove. Meis arası pedallanan 156 km uzunluğundaki 18. etapta zirve bitişine 4 km kala devlerin yanından sıyrılıp öne geçerek liderliği alması, ardından Chris Froome birlikte son 500 metreye dek birlikte çalışarak girmeleri ve akabinde zirve düzlüğüne yaklaşırken atak yapıp zafere ulaşması muazzamdı.

18. etap sonrası kendisine kulak verelim: “İlk kez bir yıl içinde iki büyük tura katılıyorum, dolayısıyla her gün benim için önemli, odaklandığım tek bir etap yok. Bu zafer beni özel hissettirdi. Sportif direktörümün uyarılarına kulak verip tırmanışın en zor yerinde atak yaptım. Sonra Froome geldi. Son ana kadar birlikte çalışıp birbirimizi çektik. Her şey son metrelerde değişti, atak yapıp zafere uzandım ve kazandım. Artık ilk beş içinde kalmaya çalışacağım. Bugün ve pazar günü arasında ne olacağına bakacağım. Büyük isimlerle birlikte yarışmak şimdiden benim için bir onur.”

Aru, 2015 Giro d’Italia’ya bir aksilik olmazsa eğer Astana takımının başında lider olarak katılacak ve 2014 sezonundaki başarısını sürdürürse maglia rosa yani pembe mayonun en büyük adayı ve üstelik Fransa Bisiklet Turu şampiyonu Nibali’de bunu destekliyor. Bu destek Aru için son derce önemli. Kendisi de zaten bireysel zamana karşı (Invidual Time Trial – ITT) ve çoğunlukla düz geçen ve bu şekilde biten (mostly flat and sprint finish) etaplardaki eksikliklerinin farkındaki kapatmak için çalışmalara başlamış. Özellikle de düz etaplarda aerodinamik bisikletle yarışarak enerjisini koruyup zaman farkını azaltmak ve aleyhine çevirmek amacında. Sadece bisiklet değişimi, aerodinamik duruş ve sürüş pozisyonları değil veledromda da çalışmalara başlamış.

Aru, takımı Astana’nın bisiklet sponsoru Specialized’ın Morgan Hill, California’da konuşlu genel merkezindeki Wind Tunnel’de gelecek sene için çalışmalar yaparken.

Son söz: Giro d’Italia’yı sürpriz bir şekilde sürüklemiş, tanıdık yüzlerin mücadelesinden sıkılan bizler için seyir zevkini katlamış, Montecampione zirvesini tek başına geçtiğinde ister istemez İtalyan efsanesi Marco Pantani‘yi hatırlatmış; sezonun son yarışı olduğu için iddialı isimlerin gelmeyeceği sanılan Vuelta a Espana’yı (ki, öyledir) katılan büyük ağaların yanında hiç de toy görünmeden zorlanmadan zorlayarak ve kurtlara yem olmadan ilk beşli içinde tamamlayarak gelecek için umut verdi. Umarız temizdir ve 2004 Giro d’Italia şampiyonu bir başka İtalyan Damiano Cunego gibi suçlamalara başarı ve zaferleri gölgelenmez.

Madonna del Ghisallo sen kutsasın Fabio! Amen!