Tour de France 2024 4. Etap: Pinerolo > Valloire, 140 km
Dünkü Etapta Neler Olmuştu?
Torinoda biten 3. etap toplu sprint mücadelesine gebe denmiştik; haklı çıktık. Beklentimiz Mark Cavendishin kazanıp 35. Le Tour etap zaferiyle birlikte tarihe geçmesi olsa da bir başka tarihe tanıklık ettik: Biniam Girmay!
Cavendish tarih yazacak diye beklerken Biniam Girmay yazdı, geçti!
231 km sonunda yaşanan sprint mücadelesinde favori sprinter pedallar zafere o kadar çarlardı ki, kıran kırana bir mücadele yaşandı son metrelerde: Garivia, De Lie, Pedersen, Groenewegen, Jakobsen, Bennett mi derken Biniam Girmay pozisyonunun avantajını kulanıp mücadelesini zaferle taçlandırmasını bildi! Tarihte Le Tour da etap kazanan ilk siyahi, ilk Afrikalı!
La Flamme Rouge
2022 Giro sonrası Le Tour etap zaferi yanına bu sefer hedefi La Vuelta olacak gibi; o zaman tam anlamıyla bir tarih yazılacak!
Etabı baştan sona, özellikle TREK – Lidl, sprint takımları kontrol etti; öyle ki 70 km kala bitime bir kaçış dahi oluşmadı. Zaten oluşan kaçış da anlık hızın 60 km/s civarında seyrettiği etapta tutunamadı bile.
Etabın Öne Çıkan Anları
Favorilerin ve genel klasman iddialısı takımların etabın seyir ve icrasını sprint takımlarına bırakınca Le Tourın bu sene ki en uzun etabı sele üzerinde seyrüsefer dinlenme tesisleri edasında pedallandı: Hele ki, son 3 km kuralı 5 km olarak uygulanacak kararı çıkınca 5 km kala bitişe ortada bir tek Richard Carapaz kaldı, kalan herkes geride dinlenmeyi tercih etti.
Sıralı Tam Liste
2 km kala yaşanan kazada Cavendish, Philipsen gibi sprinter isimler etkilense de bu sprint mücacelesinden bir şey götürmedi, aksine kıran kırana bir mücadele yaşandı.
Bu kadar dişli rakibi varken Sarı Mayoyu bu kadar erken giyinip de taşımak, taşıyarak da takımını yormak istemeyen Tadej Pogacar, takımı UAE Emiratesin taktiği gereğince mayoyu bir emanetçiye, aynı süreyi paylaştığı Ekvadorlu Richard Carapaza bıraktı. Bu gece EF Education – EasyPost ve bisiklet sponsoru Cannondale uzun, upuzun bir süre sonra gelen Maillot Jaune hakedişi için gece harıl harıl çalışıp sabaha sarılara boyanmış bir bisiklet yaparlar artık.
Yeni Maillot Jaune taşıyıcısı yarınki etapla birlikte 2019 Gİro şampiyonu Richard Carapaz! Geçen sene açılış etabında geçirdiği kaza sonrası ilk etaptan Le Toura veda eden Carapaz, böylece üç büyük turda da liderlik mayosunu giyen isimler kervanına katıldı.
Bugünkü Etabı İncelersek
Le Tour İtalyaya veda ederken ana karaya geçiyor: Pineroldan başlayan etap Fransaya girse de yine, İtalyaya yakın Valloire kentinde sona erecek.
Dünkü etaptan 100 km daha kısa olan 139.6 km kısalığındaki 4. etap efsanevi ikili Fenestrelle ve Sestriere zirvelerinin eteklerinden başlayacak. Düzlük müzlük yok, açılışta 400 mt rakımdan 2000 metre yukarıya istikrarlı bir tırmanış var pelotonun önünde. Sonrasında iniş ve iki ülkenin arasında doğal sınırı çizen Güney Alplerin yücesi Col du Galiberin altlığını yapan Montgenevre aşılacak.
4. Etap profili sert ve yorucu olacak gibi.
Etap bu noktada yarılanmış olacak. Ancak yarısı bitse de etabın yol boyunca önce gölgesinde serinlenecek sonrasıda tepesinde efil efil serinlenecek Col du Galiber pelotonu bekliyor olacak.
2627 mt rakıma konuşlu zirvesiyle Col du Galiber, bu sene Le Tour da geçilecek en yüksek nokta, bu yüzden Henri Desgrange adına ithaf edilmiş. 23 km uzunluğundaki tırmanışın ortalama eğimi %5. Tırmanışı kabaca 3 kısıma ayırırsak ilk 15 km görece peloton için kolay, kalan 7 km ise yüksek irtifa ve sıcakla birleşince kırıcı olacaktır. Ancak zirvede değil de eteklerinde sona erince etap genel klasman favorilerinin silkeleme ataklarını göreceğiz.
Tırmanışı kadar eteklerine inişi de zor bir zirve Col du Galiber.
2022 de 11 ve 12. etaplarda, 2019 da 18. etapta, 2017 de 17. etapta karşımıza çıkan Col du Galiber Le Tour da en son 2011 yılında 18. Etapta bitiş çizgisine ev sahipliği yapmış, Andy Schleck kazanmıştı.
Galibier inişinde gözler Pidcock’ta olacak. İlk 2 günde yokuşlarda zayıf gözükse de inancım tam. Gerçi Carapaz sarı mayoyu vermek istemeyecektir ama Ineos eskaza çalışırsa belki bir ihtimal.
Geç ghelen cevaptan hayır gelmez imiş: Galiberin inişinde Pogacar adeta tünel açtı, Pidcock filan hikaye kaldı…